Gordion Yakın doğu’daki en önemli arkeolojik yerleşmelerden biridir. 1950’den beri, otuzun üstünde yıllık kazı projeleri, Pennsylvania Üniversitesi ve bazı diğer kuruluşlarca kapsamlı bir şekilde incelenmiştir.
Gordion Yakın doğu’daki en önemli arkeolojik yerleşmelerden biridir. Bronz Çağdan günümüze, 4000 yıldan daha uzun bir süre iskan görmüştür
İnsanlar Erken Tunç Çağı’nda, en azından henüz yakl. MÖ 2500’de Gordion’da yaşamaya başladı. Tunç Çağı’ndaki Gordion ile ilgili bilgiler daha sonraki dönemlere kıyasla daha kısıtlıdır. Bunun nedeni bu erken yerleşim tabakalarının daha sonraki aktivitelerle örtülmüş olmasıdır.
Gordion en parlak dönemini, Hitit Krallığı’ndan ayrılmasının ardından Anadolu’da gelişen en güçlü ülkelerden biri olan Frigya ülkesinin başkenti olarak ortaya çıktığı Demir Çağı’nda yaşamıştır.
Gordion ayrıca MÖ geç 8. yüzyıla tarihlenen Demir Çağı kralı Midas ile de bağdaştırılır. Midas, sonraları Yunan mitolojisinde “altın dokunuş” ile lanetlenmiştir.
Büyük İskender ünlü Gordion Düğümü’nü keserek Asya’nın hâkimi olacağını öngören kehaneti gerçekleştirir.
MÖ 277’de Keltçe konuşan paralı askerler olan Galatlar, doğu Avrupa’daki antik Trakya’dan geçerek Anadolu’ya geldiler ve en sonunda Gordion bölgesine ve buranın kuzeyiyle güneyine yerleştiler.
Roma yazılı kaynaklarına göre Gordion sakinleri, Roma’nın konsül Manlius Vulso önderliğinde Galatya’ya düzenlediği cezalandırma seferi karşısında yerleşimi terk etti.
Yassıhöyük sit alanının antik Gordion olduğunu ilk belirleyen Alman kardeşler Alfred ve Gustav Körte, beş tümülüs ve iç kale höyüğündeki iki yerin yanı sıra Aşağı Şehir’de de bir açmanın kazısını yaptılar. Sonuçlarını yalnızca üç yıl sonra 1904’te yayınladılar.
Pensilvanya Üniversitesi’nin yaptığı ilk kazılar Rodney S. Young tarafından yürütülmüştü.
Kazılar 1988’de William ve Mary Üniversitesi’nden Mary Voigt’in yönetiminde kaldığı yerden devam ederek çalışmalar T. Cuyler Young, Andrew Goldman ve Brendan Burke’ün de yönetimiyle 2006’ya kadar sürdü.